ANASAYFA

14 Mart 2010 Pazar

Şili Depremi Zamanı Kısalttı mı?

Geçtiğimiz cumartesi yani 27 şubat gecesi, pasifik saatiyle 03:30 sularında Şili’de 8.8 büyüklüğünde bir deprem Nasa sili depremi Nasadan Şili Depremi Açıklamasımeydana gelmişti. Geçmişte Maya uygarlığının beşiği ve yaygın olarak yaşadağı alanlardan olan Şili’de meydana gelen ve yaklaşık 95 saniye süren büyük şiddetteki bu deprem hakkında Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) uzmanlarından bir açıklama geldi. Açıklamaya Nasa resmi sitesi nasa.gov adresinde “Chilean Quake” araması yaparak ulaşabilirsiniz.

Nasa JPL (uzay, yıldız, dünya, gezegen) uzmanı Richard Gross’un hesaplamalarına göre 8.8 lik Şili depremi Dünyanın dönüş yörüngesini 8 cm değiştirmiş ve bu değişim kendi çevresinde dönüşünü 24 saatte tamamlayan dünyamızın dönüş periyodunu yaklaşık 1.26 mikrosaniye azalmasına sebep olacaktır. Bu da demektirki 24 saatlik bir gün Şili depreminden sonra saniyenin milyonda 1.26’sı kadar kısalmıştır. Daha önceki yer sarsıntılarında bu denli hesaplamaların yapılmadığını belirten Gross, Aynı hesaplamayı 26 Aralık 2004 tarihinde meydana gelen güneydoğu Asyanın Sumatra Adası, Hint Okyanusu açıklarında ki 200 bin kişinin ölümüne yol açan 9.1 büyüklüğündeki deprem için yapıldığında, Sumatra depreminin de dünyanın yörüngesini 7 cm değiştirdiğini belirtiyor. O depremin günü kısaltma süresi ise Saniyenin milyonda 6.8′i. sili-depremiSumatra depreminin şiddetinin daha büyük olması ancak Dünya yörüngesini daha küçük değiştirmesi, ancak süreye daha fazla etki etmesi ise, ekvatora yakınlık ve depremin meydana geldiği fay hattının dünyanın merkezine olan açısına bağlı olduğu belirtiliyor.

Bugüne kadar meydana gelmiş her depremin bu etkiyi yaptığı varsayılırsa yaşadığımız günün 24 saat olmadığını düşünmememiz için bir neden yok. Ancak NASA uzmanı Richard Gross’a göre her deprem büyük ölçüde bir değişiklik yaratmıyor. Dünyanın merkezi olarak kabul edilen Ekvatora yakın bölgelerde meydana gelen depremler yörüngeyi önemli ölçüde etkilemezken, kutuplara daha yakın ve ekvatora daha dik bir fay hattında oluşan depremlerin etkisi ise önemli derecede büyük.

Peki bu zaman kısalması insanlık ve dünya için ne ifade ediyor? İnsan ömrü ortalama 60 yıl dersek, yaşanabilecek 1.26 mikrosaniyelik bir kayıp pek de olumsuz etkilemeyecek insanı. Ancak tüm dünya insanları göz önünde bulundurulursa yaklaşık 7 milyar insan olduğu da düşünülürse, günlük yaklaşık 88 dakika bir kayıp söz konusu olacaktır. Bu da tüm insanlık için yıllık 22.35 gün bir kayıp demektir. Farklı bir açıdan da ele almak gerekirse sık sık deprem haberleri duyuyoruz, bunların bir kısmının 7 cm, 8 cm, 3 cm, 5 cm vs. lik yörünge değişikliklerine sebep olması ve bunun bu şekilde artması, dünyadan çıplak gözle gözleyemediğimiz bazı göl cisimlerinin gözlenebilmesi anlamına gelebilir. Bu da 2012 öncesi Marduk gezegeninin çıplak gözle gözlenebileceği söylentilerini belkide doğrulayacaktır.
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

6 Ocak 2010 Çarşamba

Nasa'nın 2012 Sorularına Cevapları

NASA’nın resmi web sitesinde 2012 Güneş fırtınaları ile ilgili merak edilen bazı sorulara verdiği cevaplar ise şöyle;

Soru: 2012 yılında çok güçlü düzeydeki güneş fırtınalarının dünyanın manyetik alanını mahvedeceği tahminlerini duydum.Hepimiz ölecekmiyiz, insanlık yok mu olacak?
Cevap:
Güneş fırtınaları yaklaşık olarak her 11 yılda bir gerçekleşmektedir. Bundan önceki güneş fırtınaları 2001 yılında meydana gelmiştir ve bir sonrakinin ise yaklaşık 11 yıl sonra yani 2012 civarında meydana gelmesi öngörülmektedir.Bu tip fırtınalar ve patlamalar insan veya Dünya üzerindeki herhangi bir canlı hayatı için tehlike oluşturmamaktadır.Ancak Uzayın derinliklerinde ve Ay’da ki astronotlar için tehlike oluşturabilir ki NASA zaten bununla ilgilenmektedir.Yani güneşteki bu aktiviteler sizin ve benim için bir problem oluşturmaz.Çok büyük patlamalar radyo frekanslarına,uzaydaki uyduların elektronik sistemlerine hasar verebilir fakat bugün zaten birçok uydu bu olasılık göz önünde bulunarak tasarlanmaktadır.Örneğin çok hassas devreler solar aktiviteler başladığında kendilerini birkaç saatliğine güvenli moda alabilmektedirler.Yine çok aşırı bir aktiflik yerdeki elektrik iletimini bozarak elektrik kesintilerine neden olabilir fakat bu çok nadir beklenen bir durumdur.Zaten Dünyamızın magnetosfer tabakası uzaydan veya güneşten gelen herhangi bir tehlikeyi tutmakta veya saptırmaktadır bu nedenle manyetik kutupların savrulması, ters dönmesi gibi bir durum beklemek bugün için yersizdir.Böyle bir manyetik dönüşüm 400.000 yılda bir sadece 1 kez olur.

Soru: Fox News’in web sitesinde gördüğüm bir rapor kafamı karıştırdı.Rapora göre 2012 yılında çük güçlü güneş fırtınaları Amerikaya aylarca süren ciddi zararlar verecekmiş.Raporun kaynağıda NAS (National Academy Of Sciences-Ulusal Bilimler Akademisi).Eğer 2012 yılında hiçbirşey olmayacaksa,NASA neden böyle bir saçmalığın rapor edilmesine izin verdi.

Cevap: NASA,Ulusal Araştırma Merkezinin sunduğu bu rapordan memnundur. Şunu not etmelisiniz ki raporun içeriği, en son 1859 (carrington olayı) yılında yaşanan büyük güneş patlamalarının tekrar etmesi durumunda bugün neler olabilir düşüncesiyle ve olabilecek en kötü duruma göre oluşturulmuştur.Burda sorun bu tür bilgilerin amacının dışında kullanılması ve yorumlanmasıdır.Özellikle 2012 değil yakın gelecekte bu denli büyük fırtınaların oluşmasını beklemek için bir neden yoktur.Biz güneşteki maksimum hareketliliğin 2012 de olacağını dahi henüz bilmiyoruz.
2012 konusunda şunu söylemeliyim ki birçok insan Hollywood filmi komplolarını gerçek yaşamdan ayırt edebilir.

Soru: Bütün okul arkadaşlarım bana,2012 yılında Dünyaya meteor çarpması sonucu hepimizin öleceğini anlatıyor.Bu doğru mu?

Cevap: Arkadaşların yanlış söylüyor.Dünya kuyruklu yıldız ve gök taşı çarpmalarına her zaman maruz kalmaktadır bununla birlikte çarpmaların büyük çaplı zararları çok nadirdir.Son büyük çarpışma 65 milyon yıl kadar önce olmuş ve bu dinozorların yok olmasına sebep olmuştur.Bugün NASA astronomları uzaydan gelecek tehlikelere karşı sürekli incelemelerini sürdürmektedirler. Ve Biz henüz bu boyutta bir tehlike belirlemedik.


Kaynak:

Foton kuşağı 2012

Marduk Gezegeni - 2012 Dünyanın Sonu mu?

Aylar sonra IRAS, Güneş Sisteminden 50 milyar mil uzaklıkta olan devasa bir gezegen keşfetti. Bu şaşırtıcı keşif, 21 Aralık 1983’te Washington Post gazetesinin birinci sayfasına “Gizemli Bir Gök Cismi Keşfedildi” başlığıyla haber oldu.Marduk’un IRAS uydusu tarafından keşfedilmesinden 7 sene önce Azeri yazar Zekeriya Sitchin Sümerlilerin binlerce sene önceden kalan tabletlerini okuyarak her 3,600 senede bir Güneş Sistemi’ni ziyaret eden Marduk hakkında “12’nci Gezegen” adlı kitabı yayımlamıştı.Sümer yazıtlarına göre, Marduk’un uydularından biri binlerce sene önceki bir ziyarette Tiamat adındaki bir başka gezegene çarparak, bugün Mars ile Jüpiter arasında bulunan Asteroit Kuşağının oluşmasını sağladı.

Kıyamet için bilim ne diyor ?


Marduk’un dünyadan ilk olarak görülmesi ise 21 Ekim 2003’te Kaliforniya’daki Mount Palomar Gözlemevi’nden 1,22 metre boyundaki Oschin teleskopu ile oldu. Senelerce bu gökcismini gizliden gizliye takip eden Vatikan Astronomi Merkezi, sonunda konuyu ele almak üzere 19 ülkenin bilim adamını bir araya getirdi.Marduk astronomlar tarafından 2003-UB-13 olarak adlandırıldı. Marduk hakkında yazılmış en ünlü kitabın sahibi Zecharia Sitchin’e göre gezegenin 7 uydusu bulunuyor.

Nam-ı diğer Nibiru ve Eris hakkında en ünlü ikinci kitabın yazarı ise Andy Lloyd. Lloyd’a göre Güneş’in ölü ikizi olan Kara Yıldız sistemi, Marduk dâhil olmak üzere 7 gezegen içeriyor. Bu gezegenlerden altıncısı 6 bin sene önce Sümerlilere hayat veren uzaylı Tanrılar olduğu öne sürülen “Annuaki”nin yaşadığı Dünya benzeri bir gezegen.Kara Yıldız sisteminin son ve yedinci gezegeni Marduk ise, Lloyd’a göre 7 uydusu ve arkasında kuyruk gibi uzanan uzay enkazı ile bir savaş üssü hatta savaş gemisi görevi görüyor.

Dünyanın Manyetik Alanları Marduk Gelişi ile Nasıl Etkilenecek?

Her ne kadar bilim adamları henüz üzerinde tam bir görüş birliğine varmamış olsalar da Marduk’un yaklaşmasının dünya üzerinde de ciddi etkilerinin olabileceği belirtiliyor. Bunların başında ise yerküreyi zararlı ışınlardan korumak gibi hayati bir işlevi de olan manyetik alanın etkilenmesi geliyor.Marduk’un manyetik alan üzerinde ciddi bir sapmaya neden olması neticesinde devasa dalgaların oluşmasından, şiddetli depremlerin görülmesinden, volkanların faaliyete geçmesinden ve yıkıcı hortum ile fırtınaların ortaya çıkmasından korkuluyor.

Bu kadar ciddi sonuçlarının olmasından korkulan bu gökcismini bu kadar yakından takip eden ilk kuşak elbette ki biz değiliz. Mayalar, yarattıkları bir takvimde Marduk’un seyrini ve Güneş Sistemi’ne girişine de yer verdiler.Söz konusu bu Haab takviminin sona erdiği gün ise Marduk’un gelişini gösteriyordu. Bu takvimin son günü Gregoryan takviminde yani şu an bizim kullandığımız modern takvimde 21 Aralık 2012’ye denk geliyor.Maya’lara göre Haab takviminin sonu ile 5’inci Güneş Dönemi sona erecek ve insanlık 6’ıncı Güneş Dönemine girecek. Bazı uzmanlar, Haab takviminin sona ermesinin dünyanın kendi ve güneş etrafında dönüş süresinin değişeceğini, yani bir başka deyişle bir gün ve bir yılın uzunluklarının değişeceğini savunuyor.

İŞTE FELAKET SENARYOLARI:

* Dünyanın Kuzey ve Güney manyetik kutuplarının konumları değişecek,

* Dünya ekseni 180 ile 240 derece değişerek Güneş’e olan sabit konumunu kaybedecek,

* Ekvator çizgisinin konumundan sapması ile iklim değişiklikleri baş göstermeye başlayacak,

* Ortaya çıkan manyetik çekim gücü, erimiş demir haldeki dış çekirdeği yer kabuğuna yakınlaştıracak ve tüm yanardağlar patlama noktasına gelecek.

* Manyetik titreşimlerin bozulması ile okyanusların altındaki su akıntıları durma noktasına gelecek ve zamanla ısınan-durağanlaşan su, deniz yaşamına imkân vermeyecek,

* Büyük parçalar halinde erimeye devam eden kutuplar yok olma noktasına gelecek.

* Dünyanın değişen ekseni ile güneşe tekrar konumlanması ve kuzey manyetik kutbunun Siberya’ya kayması, bugün çöl ve kurak olan alanları su cennetine çevirecek.

* Kutupların erimesi ile okyanuslara yayılacak tatlı su, ısı-tuz dengesini bozacak ve golfistrm akıntısının durması ile başta Kuzey-Batı Avrupa ve Kuzey-Doğu Amerika olmak üzere birçok coğafyada dondurucu soğuklar baş gösterecek,

* Yer kabuğu altındaki lav ve yer katmanlarının hareketleri ile depremler görülmeye başlayacak ve şiddetleri ile sayıları Marduk yaklaştıkça artacak.

İDDİALARA GÖRE GÜN GÜN MARDUK’UN SEYRİ

Ortaya atılan teorilere göre, Marduk, 21 Aralık 2012’de, yani Haab takviminin son gününde ikinci bir güneş gibi tepemize dikilecek ve Ay ile neredeyse aynı büyüklükte gözükecek.

* Marduk, Dünya ile iki kere yakınlaşma gösterecek. Bunlardan ilki 7 Eylül 2012’de gerçekleşecek ve bir süre boyunca yaklaşma-uzaklaşma hareketi devam edecek. Son yaklaşma ise 27 Nisan 2013’te olacak.

* Bir diğer iddiaya göre ise bu yaklaşma hareketi farklı bir takvime göre olacak. Marduk en yıkıcı etkisini sadece 21 Aralık 2012’de göstermeyecek. Çünkü Dünya, 14 Şubat 2013’te Marduk ile Güneş arasına girecek. Araştırmacılara göre en korkunç deprem, sel ve fırtınaların yaşandığı tarih bu gün olacak ve yer kabuğu buruşturulan bir kâğıt gibi bozulacak. Milyarlarca insan hayatını kaybedecek, hayatta kalanlar açlıktan kırılacak. Marduk, Güneş Sistemi’ni 1 Temmuz 2014’te terk edecek ve manyetik alanlar üzerindeki etkisi azalmaya başlayacak.

* Eğer sanıldığının aksine, Marduk, Mars ile Jüpiter’in değil, Mars ile Dünya arasına girerse, Marduk’un uydularından biri Dünya’ya çarpabilir. Bu durumda Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki döngüsü en az 3 gün duracak. Bir tarafta 3 gün aydınlık, diğer tarafta 3 gün karanlık olacak. Tüm iletişim ve enerji ağı çökecek.

“HERŞEY GÜZEL OLACAK” DİYEN DE VAR

Mayalardan kalan bilgiler doğrultusunda Dünya’nın içine gireceği 5’inci Güneş Dönemi’nin tam bir aydınlanma ve barış safhası olacağına inanan insanların sayısı hiç az değil.İnternette sayısız sitede gruplaşan insanlar, 2012’de insanlığın uzaylı ırklarla sonunda tanışacağını ve uzayın birçok köşesinden gelen ırklar ile kusursuz bir barış sürecinin başlayacağını düşünüyorlar.

Diğerleri ise Dünya’nın içine gireceği yüksek titreşim frekansları ile evrenselliğin; bilim, tıp, arkeoloji ve sanatın tavan yapacağı yeni bir rönesans devrinin başlayacağını öngörüyor.


Kaynak: http://haber.mynet.com/detay/dunya/dunyanin-sonu-nasil-olacak/479786
 

Kişisel