ANASAYFA

14 Mart 2010 Pazar

Şili Depremi Zamanı Kısalttı mı?

Geçtiğimiz cumartesi yani 27 şubat gecesi, pasifik saatiyle 03:30 sularında Şili’de 8.8 büyüklüğünde bir deprem Nasa sili depremi Nasadan Şili Depremi Açıklamasımeydana gelmişti. Geçmişte Maya uygarlığının beşiği ve yaygın olarak yaşadağı alanlardan olan Şili’de meydana gelen ve yaklaşık 95 saniye süren büyük şiddetteki bu deprem hakkında Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) uzmanlarından bir açıklama geldi. Açıklamaya Nasa resmi sitesi nasa.gov adresinde “Chilean Quake” araması yaparak ulaşabilirsiniz.

Nasa JPL (uzay, yıldız, dünya, gezegen) uzmanı Richard Gross’un hesaplamalarına göre 8.8 lik Şili depremi Dünyanın dönüş yörüngesini 8 cm değiştirmiş ve bu değişim kendi çevresinde dönüşünü 24 saatte tamamlayan dünyamızın dönüş periyodunu yaklaşık 1.26 mikrosaniye azalmasına sebep olacaktır. Bu da demektirki 24 saatlik bir gün Şili depreminden sonra saniyenin milyonda 1.26’sı kadar kısalmıştır. Daha önceki yer sarsıntılarında bu denli hesaplamaların yapılmadığını belirten Gross, Aynı hesaplamayı 26 Aralık 2004 tarihinde meydana gelen güneydoğu Asyanın Sumatra Adası, Hint Okyanusu açıklarında ki 200 bin kişinin ölümüne yol açan 9.1 büyüklüğündeki deprem için yapıldığında, Sumatra depreminin de dünyanın yörüngesini 7 cm değiştirdiğini belirtiyor. O depremin günü kısaltma süresi ise Saniyenin milyonda 6.8′i. sili-depremiSumatra depreminin şiddetinin daha büyük olması ancak Dünya yörüngesini daha küçük değiştirmesi, ancak süreye daha fazla etki etmesi ise, ekvatora yakınlık ve depremin meydana geldiği fay hattının dünyanın merkezine olan açısına bağlı olduğu belirtiliyor.

Bugüne kadar meydana gelmiş her depremin bu etkiyi yaptığı varsayılırsa yaşadığımız günün 24 saat olmadığını düşünmememiz için bir neden yok. Ancak NASA uzmanı Richard Gross’a göre her deprem büyük ölçüde bir değişiklik yaratmıyor. Dünyanın merkezi olarak kabul edilen Ekvatora yakın bölgelerde meydana gelen depremler yörüngeyi önemli ölçüde etkilemezken, kutuplara daha yakın ve ekvatora daha dik bir fay hattında oluşan depremlerin etkisi ise önemli derecede büyük.

Peki bu zaman kısalması insanlık ve dünya için ne ifade ediyor? İnsan ömrü ortalama 60 yıl dersek, yaşanabilecek 1.26 mikrosaniyelik bir kayıp pek de olumsuz etkilemeyecek insanı. Ancak tüm dünya insanları göz önünde bulundurulursa yaklaşık 7 milyar insan olduğu da düşünülürse, günlük yaklaşık 88 dakika bir kayıp söz konusu olacaktır. Bu da tüm insanlık için yıllık 22.35 gün bir kayıp demektir. Farklı bir açıdan da ele almak gerekirse sık sık deprem haberleri duyuyoruz, bunların bir kısmının 7 cm, 8 cm, 3 cm, 5 cm vs. lik yörünge değişikliklerine sebep olması ve bunun bu şekilde artması, dünyadan çıplak gözle gözleyemediğimiz bazı göl cisimlerinin gözlenebilmesi anlamına gelebilir. Bu da 2012 öncesi Marduk gezegeninin çıplak gözle gözlenebileceği söylentilerini belkide doğrulayacaktır.
Bu yazı hakkında ne düşünüyorsunuz?

6 Ocak 2010 Çarşamba

Nasa'nın 2012 Sorularına Cevapları

NASA’nın resmi web sitesinde 2012 Güneş fırtınaları ile ilgili merak edilen bazı sorulara verdiği cevaplar ise şöyle;

Soru: 2012 yılında çok güçlü düzeydeki güneş fırtınalarının dünyanın manyetik alanını mahvedeceği tahminlerini duydum.Hepimiz ölecekmiyiz, insanlık yok mu olacak?
Cevap:
Güneş fırtınaları yaklaşık olarak her 11 yılda bir gerçekleşmektedir. Bundan önceki güneş fırtınaları 2001 yılında meydana gelmiştir ve bir sonrakinin ise yaklaşık 11 yıl sonra yani 2012 civarında meydana gelmesi öngörülmektedir.Bu tip fırtınalar ve patlamalar insan veya Dünya üzerindeki herhangi bir canlı hayatı için tehlike oluşturmamaktadır.Ancak Uzayın derinliklerinde ve Ay’da ki astronotlar için tehlike oluşturabilir ki NASA zaten bununla ilgilenmektedir.Yani güneşteki bu aktiviteler sizin ve benim için bir problem oluşturmaz.Çok büyük patlamalar radyo frekanslarına,uzaydaki uyduların elektronik sistemlerine hasar verebilir fakat bugün zaten birçok uydu bu olasılık göz önünde bulunarak tasarlanmaktadır.Örneğin çok hassas devreler solar aktiviteler başladığında kendilerini birkaç saatliğine güvenli moda alabilmektedirler.Yine çok aşırı bir aktiflik yerdeki elektrik iletimini bozarak elektrik kesintilerine neden olabilir fakat bu çok nadir beklenen bir durumdur.Zaten Dünyamızın magnetosfer tabakası uzaydan veya güneşten gelen herhangi bir tehlikeyi tutmakta veya saptırmaktadır bu nedenle manyetik kutupların savrulması, ters dönmesi gibi bir durum beklemek bugün için yersizdir.Böyle bir manyetik dönüşüm 400.000 yılda bir sadece 1 kez olur.

Soru: Fox News’in web sitesinde gördüğüm bir rapor kafamı karıştırdı.Rapora göre 2012 yılında çük güçlü güneş fırtınaları Amerikaya aylarca süren ciddi zararlar verecekmiş.Raporun kaynağıda NAS (National Academy Of Sciences-Ulusal Bilimler Akademisi).Eğer 2012 yılında hiçbirşey olmayacaksa,NASA neden böyle bir saçmalığın rapor edilmesine izin verdi.

Cevap: NASA,Ulusal Araştırma Merkezinin sunduğu bu rapordan memnundur. Şunu not etmelisiniz ki raporun içeriği, en son 1859 (carrington olayı) yılında yaşanan büyük güneş patlamalarının tekrar etmesi durumunda bugün neler olabilir düşüncesiyle ve olabilecek en kötü duruma göre oluşturulmuştur.Burda sorun bu tür bilgilerin amacının dışında kullanılması ve yorumlanmasıdır.Özellikle 2012 değil yakın gelecekte bu denli büyük fırtınaların oluşmasını beklemek için bir neden yoktur.Biz güneşteki maksimum hareketliliğin 2012 de olacağını dahi henüz bilmiyoruz.
2012 konusunda şunu söylemeliyim ki birçok insan Hollywood filmi komplolarını gerçek yaşamdan ayırt edebilir.

Soru: Bütün okul arkadaşlarım bana,2012 yılında Dünyaya meteor çarpması sonucu hepimizin öleceğini anlatıyor.Bu doğru mu?

Cevap: Arkadaşların yanlış söylüyor.Dünya kuyruklu yıldız ve gök taşı çarpmalarına her zaman maruz kalmaktadır bununla birlikte çarpmaların büyük çaplı zararları çok nadirdir.Son büyük çarpışma 65 milyon yıl kadar önce olmuş ve bu dinozorların yok olmasına sebep olmuştur.Bugün NASA astronomları uzaydan gelecek tehlikelere karşı sürekli incelemelerini sürdürmektedirler. Ve Biz henüz bu boyutta bir tehlike belirlemedik.


Kaynak:

Foton kuşağı 2012

Marduk Gezegeni - 2012 Dünyanın Sonu mu?

Aylar sonra IRAS, Güneş Sisteminden 50 milyar mil uzaklıkta olan devasa bir gezegen keşfetti. Bu şaşırtıcı keşif, 21 Aralık 1983’te Washington Post gazetesinin birinci sayfasına “Gizemli Bir Gök Cismi Keşfedildi” başlığıyla haber oldu.Marduk’un IRAS uydusu tarafından keşfedilmesinden 7 sene önce Azeri yazar Zekeriya Sitchin Sümerlilerin binlerce sene önceden kalan tabletlerini okuyarak her 3,600 senede bir Güneş Sistemi’ni ziyaret eden Marduk hakkında “12’nci Gezegen” adlı kitabı yayımlamıştı.Sümer yazıtlarına göre, Marduk’un uydularından biri binlerce sene önceki bir ziyarette Tiamat adındaki bir başka gezegene çarparak, bugün Mars ile Jüpiter arasında bulunan Asteroit Kuşağının oluşmasını sağladı.

Kıyamet için bilim ne diyor ?


Marduk’un dünyadan ilk olarak görülmesi ise 21 Ekim 2003’te Kaliforniya’daki Mount Palomar Gözlemevi’nden 1,22 metre boyundaki Oschin teleskopu ile oldu. Senelerce bu gökcismini gizliden gizliye takip eden Vatikan Astronomi Merkezi, sonunda konuyu ele almak üzere 19 ülkenin bilim adamını bir araya getirdi.Marduk astronomlar tarafından 2003-UB-13 olarak adlandırıldı. Marduk hakkında yazılmış en ünlü kitabın sahibi Zecharia Sitchin’e göre gezegenin 7 uydusu bulunuyor.

Nam-ı diğer Nibiru ve Eris hakkında en ünlü ikinci kitabın yazarı ise Andy Lloyd. Lloyd’a göre Güneş’in ölü ikizi olan Kara Yıldız sistemi, Marduk dâhil olmak üzere 7 gezegen içeriyor. Bu gezegenlerden altıncısı 6 bin sene önce Sümerlilere hayat veren uzaylı Tanrılar olduğu öne sürülen “Annuaki”nin yaşadığı Dünya benzeri bir gezegen.Kara Yıldız sisteminin son ve yedinci gezegeni Marduk ise, Lloyd’a göre 7 uydusu ve arkasında kuyruk gibi uzanan uzay enkazı ile bir savaş üssü hatta savaş gemisi görevi görüyor.

Dünyanın Manyetik Alanları Marduk Gelişi ile Nasıl Etkilenecek?

Her ne kadar bilim adamları henüz üzerinde tam bir görüş birliğine varmamış olsalar da Marduk’un yaklaşmasının dünya üzerinde de ciddi etkilerinin olabileceği belirtiliyor. Bunların başında ise yerküreyi zararlı ışınlardan korumak gibi hayati bir işlevi de olan manyetik alanın etkilenmesi geliyor.Marduk’un manyetik alan üzerinde ciddi bir sapmaya neden olması neticesinde devasa dalgaların oluşmasından, şiddetli depremlerin görülmesinden, volkanların faaliyete geçmesinden ve yıkıcı hortum ile fırtınaların ortaya çıkmasından korkuluyor.

Bu kadar ciddi sonuçlarının olmasından korkulan bu gökcismini bu kadar yakından takip eden ilk kuşak elbette ki biz değiliz. Mayalar, yarattıkları bir takvimde Marduk’un seyrini ve Güneş Sistemi’ne girişine de yer verdiler.Söz konusu bu Haab takviminin sona erdiği gün ise Marduk’un gelişini gösteriyordu. Bu takvimin son günü Gregoryan takviminde yani şu an bizim kullandığımız modern takvimde 21 Aralık 2012’ye denk geliyor.Maya’lara göre Haab takviminin sonu ile 5’inci Güneş Dönemi sona erecek ve insanlık 6’ıncı Güneş Dönemine girecek. Bazı uzmanlar, Haab takviminin sona ermesinin dünyanın kendi ve güneş etrafında dönüş süresinin değişeceğini, yani bir başka deyişle bir gün ve bir yılın uzunluklarının değişeceğini savunuyor.

İŞTE FELAKET SENARYOLARI:

* Dünyanın Kuzey ve Güney manyetik kutuplarının konumları değişecek,

* Dünya ekseni 180 ile 240 derece değişerek Güneş’e olan sabit konumunu kaybedecek,

* Ekvator çizgisinin konumundan sapması ile iklim değişiklikleri baş göstermeye başlayacak,

* Ortaya çıkan manyetik çekim gücü, erimiş demir haldeki dış çekirdeği yer kabuğuna yakınlaştıracak ve tüm yanardağlar patlama noktasına gelecek.

* Manyetik titreşimlerin bozulması ile okyanusların altındaki su akıntıları durma noktasına gelecek ve zamanla ısınan-durağanlaşan su, deniz yaşamına imkân vermeyecek,

* Büyük parçalar halinde erimeye devam eden kutuplar yok olma noktasına gelecek.

* Dünyanın değişen ekseni ile güneşe tekrar konumlanması ve kuzey manyetik kutbunun Siberya’ya kayması, bugün çöl ve kurak olan alanları su cennetine çevirecek.

* Kutupların erimesi ile okyanuslara yayılacak tatlı su, ısı-tuz dengesini bozacak ve golfistrm akıntısının durması ile başta Kuzey-Batı Avrupa ve Kuzey-Doğu Amerika olmak üzere birçok coğafyada dondurucu soğuklar baş gösterecek,

* Yer kabuğu altındaki lav ve yer katmanlarının hareketleri ile depremler görülmeye başlayacak ve şiddetleri ile sayıları Marduk yaklaştıkça artacak.

İDDİALARA GÖRE GÜN GÜN MARDUK’UN SEYRİ

Ortaya atılan teorilere göre, Marduk, 21 Aralık 2012’de, yani Haab takviminin son gününde ikinci bir güneş gibi tepemize dikilecek ve Ay ile neredeyse aynı büyüklükte gözükecek.

* Marduk, Dünya ile iki kere yakınlaşma gösterecek. Bunlardan ilki 7 Eylül 2012’de gerçekleşecek ve bir süre boyunca yaklaşma-uzaklaşma hareketi devam edecek. Son yaklaşma ise 27 Nisan 2013’te olacak.

* Bir diğer iddiaya göre ise bu yaklaşma hareketi farklı bir takvime göre olacak. Marduk en yıkıcı etkisini sadece 21 Aralık 2012’de göstermeyecek. Çünkü Dünya, 14 Şubat 2013’te Marduk ile Güneş arasına girecek. Araştırmacılara göre en korkunç deprem, sel ve fırtınaların yaşandığı tarih bu gün olacak ve yer kabuğu buruşturulan bir kâğıt gibi bozulacak. Milyarlarca insan hayatını kaybedecek, hayatta kalanlar açlıktan kırılacak. Marduk, Güneş Sistemi’ni 1 Temmuz 2014’te terk edecek ve manyetik alanlar üzerindeki etkisi azalmaya başlayacak.

* Eğer sanıldığının aksine, Marduk, Mars ile Jüpiter’in değil, Mars ile Dünya arasına girerse, Marduk’un uydularından biri Dünya’ya çarpabilir. Bu durumda Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki döngüsü en az 3 gün duracak. Bir tarafta 3 gün aydınlık, diğer tarafta 3 gün karanlık olacak. Tüm iletişim ve enerji ağı çökecek.

“HERŞEY GÜZEL OLACAK” DİYEN DE VAR

Mayalardan kalan bilgiler doğrultusunda Dünya’nın içine gireceği 5’inci Güneş Dönemi’nin tam bir aydınlanma ve barış safhası olacağına inanan insanların sayısı hiç az değil.İnternette sayısız sitede gruplaşan insanlar, 2012’de insanlığın uzaylı ırklarla sonunda tanışacağını ve uzayın birçok köşesinden gelen ırklar ile kusursuz bir barış sürecinin başlayacağını düşünüyorlar.

Diğerleri ise Dünya’nın içine gireceği yüksek titreşim frekansları ile evrenselliğin; bilim, tıp, arkeoloji ve sanatın tavan yapacağı yeni bir rönesans devrinin başlayacağını öngörüyor.


Kaynak: http://haber.mynet.com/detay/dunya/dunyanin-sonu-nasil-olacak/479786

Kehanetlerle 2012

Kahinler ve Uygarlıkların 2012 Kehanetleri

Birçok eski çağ medeniyetinin gerek yazıtlarında,gerek mağaralarda, gerekse taşlar üzerinde 2012 yılını vurgulamaları ve 2012 ve sonrası hakkında gelecek nesillere birşeyler anlatmak istemeleri,söylediklerinin neredeyse birçoğu şaşırtıcı şekilde doğru çıkmış birçok ünlü kahinin yine 2012 yi işaret ederek Dünya için birtakım kehanetlerde bulunmaları bu yılı diğer yıllardan ayırmış ve gündem konusu oluşturmuş durumda.Peki bu medeniyetler ve şifreleri hala çözülmeye çalışılan bazı ünlü kahinler 2012 için neler öngörmüşler,gelecek nesillere neler anlatmaya çalışmışlar?

UYGARLIKLAR VE 2012 KEHANETLERİ

Maya uygarlığı 2012 kehanetleri

Astronomi ve matematik uzmanı bir uygarlık olarak kabul gören maya uygarlığına ve kehanetlerine daha önceki maya takvimi 2012 300x300 Kahinler ve Uygarlıkların 2012 Kehanetleriyazılarımızda ayrıntılı şekilde değinmiştik.21 Aralık 2012 denince aklımıza ilk gelen uygarlık olan maya uygarlığı ,Dünyanın dönüş hızını,bütün Ay ve Güneş tutulmalarını,584 yıllık Venüs döngüsünü neredeyse tam bir doğrulukla hesaplamışlardır.Herbiri 394 yıldan oluşan 13 tane baktun denilen evrenin sonucunda gün döngüsüyle samanyolu galaksisinin kesişeceğini hesaplayan mayalar, takvimlerini bu 13 baktunun tamamlanmasıyla sonlandırmışlardır.Bu 13 baktun hesaplandığında 21 aralık 2012 sonucuna ulaşılmakta ve 21 aralık günü gün döngüsü olarak bilindiğinden kehanetleri bu yönden tutarlılık kazanmaktadır.Mayalar bu tarihten sonrasını 6.Dünyanın başlangıcı farklı bir boyuta geçiş olarak öngörmüşlerdir.

Aztek Uygarlığı 2012 Kehanetleri

Aztekler kendi takvimlerinde Maya uygarlığından farklı olarak daha önce yaşanıldığına inandıkları ve içinde aztec takvimi Kahinler ve Uygarlıkların 2012 Kehanetleribulundukları çağları birinci,ikinci,üçüncü ve dördüncü güneş çağı olarak isimlendirmişerdir.Bu çağların canlılarını ve yokoluşlarını takvimlerinde anlatmışlardır.Aztekler Mayalar kadar kesin bir tarih öngörememişler fakat içinde bulunduğumuz çağ beşinci Güneş çağı ve son çağdır.

Kızılderililerin 2012 kehanetleri ve İnka Uygarlığı

Cherokee yerlileri kutsal takvimlerinde 4.çiçek günü olarak adlandırdıkları 21 aralık 2012 yi devrin sonu olarak belirtmişlerdir.Tiero kızılderilileri 2012 sonrasında zamanın duracağını belirtmekte ve 1990 ile 2012 yılları arasını insanın kendisiyle yüzleşme ve yeniden tanışma dönemi olarak vurgulamaktadırlar.Hopi yerlileri ise 9 kehanet ileri sürmüş bunlar gerçekleştikten sonra beyaz insanlar gelecek ve dünya savaşları başlayacak ,5. zamanın insanları ortaya çıkacak ve zaman bu insanlarla son bulacak diye belirtmişlerdir,İnka uygarlığıda 5.zaman insanlarından söz ederken bu insanlardan ışıltılı parlak insanlar olarak bahsetmiştir.

KAHİNLER VE 2012 KEHANETLERİ

Nostradamus 2012 kehanetleri

kahin nostradamus Kahinler ve Uygarlıkların 2012 Kehanetleri

Büyük Fransız kahin Nostradamusa göre de insanlığı çok parlak bir dönem ve altın çağ dediği farklı bir boyut beklemekte ancak bunu 2015 yılından sonra öngörmektedir.Bu dönemden önce özellikle 2010 ila 2012 yılları arasında insanlık için büyük su dalgaları,seller ,kuraklıklar,açlık ve dinsel, ırksal değişmelerle büyük savaşlar öngörmekte ve 2015 yılına kadar karanlık dönem olarak belirtmektedir.

Baba Vanga 2012 kehanetleri

Bir diğer büyük kahin Baba lakaplı Bulgar Vanga söylediklerinin büyük çoğunluğunun çıkmasıyla tanınmaktadır.11 Eylül saldırılarını ,Rusyanın Gürcistana gireceğini yıllar önce haber veren Vanga,ABD nin Bushtan sonra siyah bir lider kahin baba vanga Kahinler ve Uygarlıkların 2012 Kehanetleriyönetiminde olacağını (Obama) ve bu liderin gelmesiyle ekonomik krizin patlak verceğini söylemiş ve tüm bunların gerçekleşmesiyle şaşkınlık yaratmıştır.Ayrıca Vanga ya göre siyah liderin ABD nin son lideri olacağını ve ölmeden 2 yıl önce de Rusyanın Dünyanın süper gücü olacağını belirtmiştir.Baba Vanganın 2012 kehanetleri de hayli ilginçtir.Net bir tarihte veren Vanga ekim 2010 yılında devletler arasında siyası anlaşmazlıklar ve bunun neticesinde kasım 2010da büyük bir dünya savaşı çıkacağını ve müslümanların hristiyanları kimyasal silahla yokedeceğini belirtmiştir.21 Aralık 2012 tarihini de vurgulayan Vanga bu tarihte zaman dalgası sıfır adını verdiği dönemin sona ereceğini vurgulamıştır.

Edgar Cayce 2012 Kehanetleri

kahin edgar cayce1 229x300 Kahinler ve Uygarlıkların 2012 KehanetleriCayce 1998 yılından itibaren batının Dünya üzerindeki üstünlüğü sona ermeye başlayacağını ve doğunun, müslüman devletlerin batıya göre daha üstün hale geleceklerini belirtmiştir.Cayce ye göre bu çok kolay olmayacak ve insanlık açlıkla kıtlıkla,savaşlarla ve büyük felaketlerle karşılaşacaktır.Bunun sonucunda doğruluk yeryüzüne hakim olucak ve insanlık altın çağını yaşayacaktır.

Kehanetler çıkar veya çıkmaz bunun hakkında bilimsel bir yorum getiremeyecek olsakta hem eski uygarlıkların hemde kahinlerin ortak noktaları 2012 ve bunu takip eden süreç.Yine hepsinin ortak noktası önce insanlığı büyük felaketlerin beklediği ardından ise insanlığın altın çağını yaşayacağı.Zaten bir süre açlık ,kıtlık,sefalet ve savaşlardan sonra ,barışın,huzurun ve bolluğun olduğu,İslamiyetin tüm insanlığa yayıldığı bir Dünya hadislerde de belirtildiği gib ahir zaman Dünyası.


Kaynak: 2012 Foton Kuşağı

Foton Kuşağı ve 21 Aralık 2012

Foton kuşağı dediğimiz olayın bilimsel olarak varlığı tam olarak açıklanamasa da, ne olduğu tam olarak bilinemese de; kamuoyu konu hakkında oldukça meraklı. Aslında ‘bir şeyler olacak’ diyenlere ‘felaket tellalı’ ya da ‘nerden biliyorsun, Allah’tan başkası bilemez’ deniliyor. Konuyla ilgilenmeyen ya da bilgi sahibi olmayanlara ise ‘gamsız’ sıfatı yakıştırılıyor. Kimse tam olarak ne olacağını bilmiyor. Ya da bir şeyler olup olmayacağını. Şimdiye kadar elimizdeki resmi kaynaklı veriler de bile net bir açıklama yok. Olayın başlangıç noktası ya da insanların neden bu fikre kapıldığını merak edenler için söyleyelim. İlk çıkış noktası maya kehanetleri. Bunları takiben yazılmış kıyamet senaryoları ve milyon dolarlık bütçelerle hazırlanan Hollywood filmleri, insanları merak ve korkuya sürüklüyor. Nerden geldiği belli olmayan, resmi dayanağı olmayan haberler kulaktan kulağa yayılıyor. Ve her seferinde üzerine bir şeyler eklenip içinden bir şeyler çıkarılarak…

Kimin ya da hangi kurumun resmi bir açıklama yapacağını bilmiyoruz. NASA’nın (ki bu kurum; şuan dünyadaki en bilinen ve en etkin bilimsel uzay araştırmaları yapan kurum) yaptığı açıklamalar şimdiye kadar pek tatmin edici olmadı. Yapılan bu açıklamaların İnsanların korku ve ya paniğe kapılmasını engellemek için söylenen yalanlar mı olduğunu, konu hakkında bilgilerinin dâhilinde herhangi bir gelişme olmadığı için mi, yoksa gerçekten de dünyamızı yakın gelecekte bu tür bir sorunun beklemediği için mi söylenen sözler olup olmadığını görmek için insanların biraz 21 aralik 2012 21 Aralık 2012 ve Foton Kuşağı Yorumsal Analizdaha beklemesi gerekiyor.

21 Aralık 2012; şuanda tüm insanların en çok merak ettiği, bir o kadar da çekindiği bir tarih. O günden önce bir şeylerin daha da belirginleşeceği kesin ancak bunun ne zaman olacağını bilemiyoruz. Elimizde bulunan en son ve tek resmi bilgi bize NOAA tarafından verildi. NOAA, NASA kadar kadar popüler olmasa da okyanus ve uzay araştırmaları yapan resmi bir kuruluş. Kendilerine gönderdiğimiz maillerde bize gayet açık cevaplar verdiler. Sorduğumuz sorular ve aldığımız cevaplara http://www.fotonkusagi.net/bilimsel-bakisla-2012/fotonkusagi-net-sordu-noaa-cevapladi.html adresinden ulaşabilirsiniz…

Gerçekleşen ve gerçekleşmesi kesin bazı olayların bu teoriyi desteklediğini göz önüne alırsak, bir şeyler olacağı ihtimali, hiçbir şey olmayacakmış gibi düşünmemizi engelliyor. Kadercilikten uzaklaşıp bilimsel bir gözle değerlendirme yaptığımızda, belirli periyotlarla güneşte meydana gelen fırtınalar, bir sonraki fırtınanın daha öncekilerden güçlü olacağını gösteriyor. 400 yıldır biriken bir solar enerjinin açığa çıkması sonucu daha önceki 10-11 yılda bir gerçekleşen fırtınalardan çok daha güçlü bir fırtına beklendiği söylenebilir. Bu fırtınanın ise 2012 yılında gerçekleşmesi bekleniyor. Bu fırtınalar yüzünden dünyanın manyetik alanının etkilenmesi söz konusu olabilir. Böyle bir durum gerçekleşir ve aşırı şekilde devam ederse; enerji kesintileri ve pusulaların ters yönü göstermesi gibi sorunlarla karşılaşılabilir. Bu açıklamalar ise tamamen bilimsel.

manyetik- alan-2012Aslında bu konu ile ilgili her şey ‘eğer şöyle olursa böyle olur’a dayanıyor. Eğer güneş fırtınaları olursa manyetik alanda değişiklikler meydana gelebilir. Böyle bir değişimde enerji durumunda sorunlar yaşanabilir. Olayın ilginç yanı ise yüzyıllar öncesinde yaşamış Maya Uygarlığı’nın, dünyada 2012 yılında bir şeyler olacağına dikkati çekmesi. Herkesin merak edipte çözemediği soru; yüzyıllar öncesinde yaşamış bir toplumun nasıl oluyor da böylesine ilginç bir kehanette bulunabiliyor. Hem de yaklaşık olarak bir tarih değil, gün, ay ve yıl belirterek net ve kesin bir tarih veriyorlar. Bu tarih 21.12.2012.

Şimdilik beklemekten ve yapılacak resmi açıklamaları dinlemekten başka bir çaremiz yok. Belki de bir şeyler olacak gibi düşünerek en basitinden bazı tedbirler almaya başlayabiliriz. Kim bilebilir ki beklide ikinci bir Nuh tufanı yaşanacak. Ya da kim bilebilir ki hiçbir şey olmadan dünyamız güvenli bir şekilde güneşin etrafında dönmeye devam edecek.
O yüzden hep birlikte kimseyi ciddiye almadan ve herşeyi ciddiye alarak bekleyeceğiz…


Yazar : Arif Baştürk

Kaynak:Foton Kuşağı

Tarihin En Zor Sınavı 2012

İNTERNET forumlarında, dost sohbetlerinde gündem 2012. Daha önceki kıyamet senaryolarına inanarak işinden istifa edip mal varlıklarını satan ve hatta intihar edenler olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda tartışmanın ciddiyeti artıyor. Üstelik bu kez raflardaki sayısı hergeçen gün artan kitabın yanı sıra Hollywood da konuyu ciddiye aldı, 13 Kasım’da vizyona girecek olan 2012 filminin gişe rekoru kırması bekleniyor. 2012’de kıyamet kopacağına inananların dayanağı Maya takvimi. 5125 yıllık bu takvim her biri 394 yıllık 13 çağdan oluşuyor. Ve 13’ncü çağ 21 Aralık 2012’de sona eriyor... Bir başka senaryoya göre ise 2012 dünyanın sonu değil, aydınlanmanın başlangıcı olacak. Dünya kozmik Foton Kuşağı’na girecek, insanlar kısa süreli bir uykudan arınarak uyanacaklar. Farklı yorumları olsa bile, konuyla biraz olsun ilgilenmiş herkesin ortak kanaati 2012’de bir şeylerin değişeceği... Peki ne olacak? İşte yanıtlar...

2012’de DNA’mız bile değişecek tarihin en zor sınavına hazır olun!

Sirius Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı HAKTAN AKDOĞAN:


Yeni bir dönem başlayacak, birçok insan bir şeylerin değişmeye başladığını hissediyor. Bizler, büyük bir deneyin parçasıyız artık. Herkes bu geçişi başaramayabilir.

MAYA takviminde 21 Aralık 2012 kozmik bir döngü, yeni bir devrenin başlangıcı olacak deniyor. Yeni bir dönem başlayacak ve bu geçişte bazı zorluklar olacak. Bu geçişi sağlayacak olan da Foton Kuşağı’na girecek olmamız. NASA da “Dünya, Güneş sistemi dışında farklı bir kaynaktan gelen kozmik ışınların bombardımanı altındayız” diye duyurdu. Yüksek miktarlı elektronların uzaydan
Dünya’yı bombardımana tuttuğunu keşfettiler. Dünya’daki manyetik alanın değişmesi, çok ciddi yörüngesel sapmalar, patlamalar, fırtınaların tam sebebi bu yüksek enerji etkileşimine girilmesidir. Yüksek enerjiye uyumlanma
sürecindeyiz. Depremlerin artması, buzulların erimesi, volkanlar bu sebepten kaynaklanıyor. Bu değişim sisteminde tüm ekolojik, politik, sosyolojik, teknolojik sistemler değişecek. Foton Kuşağı’nın tüm Dünya için faydası olacak. Galaksideki birçok medeniyetle etkileşim içine gireceğimiz, yepyeni, sevgiye, barışa, uyuma dayalı bir topluma dönüşmek durumundayız. Birçok insan bir şeylerin olmak üzere olduğunu hissediyor. Bizler büyük bir deneyin parçasıyız. Kuran’da İbrahim suresi 48. ayette “O gün yer küre başka bir yer küreye dönüşür” der. İncil’de de “Ne mutlu yumuşak huyu olanlara ki onlar Dünya’yı miras alacaklar” der. Doğum öncesi çekilen sancılara benzetebiliriz şu an yaşananları. NASA’nın vurguladığı şeylerden biri de dünyaya bu kozmik ışınların çarpmasıyla insandaki DNA yapısının da ciddi biçimde etkileneceği. Hem elektrik hem enerji sistemi değişecek, belki de artık elektromanyetik dalgalarla çalışan bir teknolojiye sahip olacağız. Çift sarmallı DNA’mız 12 sarmal olacak. Dünya nasıl depremlerle kabuk değiştiriyorsa, insanlar da bu değişme sürecini yaşayacak. Herkes bu geçişi yapamayabilir, boyut atlamayabilir. Zor bir süreç olacak. İnsanlık tarihinin bugüne kadar karşı karşıya kaldığı en önemli süreç.

Akşam Gazetesi Yazarı SERDAR TURGUT:
Senaryoların çoğu gerçekleşmeye başladı bile...


BU konudaki literatürün önemli bölümünü okudum. İnsanların görebilecekleri,
yakın bir tarih olduğu için 2012 ile ilgili senaryolar çok ilgi çekiyor. Felaketlerin nasıl geleceğine ilişkin birçok senaryo var. Bunların olmayacağını söylemek yanlış olur çünkü çoğu olmaya başladı bile... Yalnız Maya takvimi konusunda bir noktada yanlış anlaşılma var. Maya 2012’de sonun geldiğini söylerken, ertesi sabah yeni bir dönemin başlayacağını da vurguluyor. Sadece sona odaklanırsak hatalı değerlendiririz. 2012’de inancın çok daha önemli olduğu, spiritüel düzeyde yeni ve güzel bir çağa geçeceğimizi düşünüyorum.

Kıyamet 2012'nin yazarı ne diyor?
LAWRENCE E. Joseph, 2012’nin belki felaket getireceğini ama büyük olasılıkla evvelce bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarıp, insanlık tarihinin şimdiye kadar yüzleşmediği bir seviyeye tanık olunacağını iddia ederken, bu iddiasını şu temellere dayandırıyor:
1. Eski Maya takvimine göre 2012 yeni bir çağın başlangıcı.
2. Dünya özellikle 2003’ten beri buzulların erimesi ve hızlı küresel ısınma tehdidiyle karşı karşıya. Güneş fizikçilerine göre Güneş hareketleri 2012’de rekor seviyeye ulaşacak.

Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bil. Bölüm Başkanı Prof. Dr. ETHEM DERMAN:

Kıyamet senaryolarını eskiden yobaz din adamları üretirdi, şimdi para kazanmak için şarlatanlık yapan açıkgözler üretiyor. Bu senaryolar üzerinden bir endüstri yaratıldı. Hiçbirine inanmayın, söylediklerini sakın dinlemeyin.

İNSANOĞLUNUN beyninin ilginç çalışmasının bir sonucu da kıyamet senaryoları’dır. Bu kavramı insanlar çok severler. Ben küçükken kıyamet
olduğunda Tarsus kentinin yılanlar tarafından, Adana kentinin de seller tarafından yok edileceği anlatılırdı. Yani sürekli olarak kıyamet senaryosu üretilirdi. Bunların kökeni o zamanlar yobaz din adamlarıydı. Günümüzde ise kıyamet senaryolarının kökeni maalesef üçkâğıtçı, şarlatan tiplerdir. Bunlar inançsız ama para kazanma hırsı ile hareket eden insanlardır. Açıkgözlerin her zaman cahil insanların cebindeki parayı almaları olasıdır. Yazarsın bir kitap, en çok satan kitap olur, bu saçma sapan kitabı okuyan cahil insanlar buna inanırlar ve arkadaşlarına da aldırırlar. Bu kitapta yazan konular doğru mu yanlış mı diye sorgulamazsan bu konuda bilim adamlarının söylediklerine kulak asmaz isen normal olarak cahilliğin de devam eder. Son zamanlarda bu açıkgözlerin sayısı arttığı için kıyamet senaryolarının sayısı da hızla artmakta. “Marduk gezegeni Dünya’ya çarpacak!”, “Güneş yüzeyinde o kadar şiddetli patlamalar olacak ki kıyamet kopacak!” veya “Foton Kuşağı’na giriyoruz dikkat! Kıyamet kopacak” gibi. Daha başkaları da var Dünya’ya bir astroid çarpacak, dinazorların 60 milyon yıl önce olduğu gibi öleceğiz, yani kıyamet kopacak. Bunların hiçbirinin gerçeklik payı yok, TV’lere çıkıp uzun uzun anlatan üçkâğıtçıları, onlara çanak tutan yapımcıları sakın dinlemeyin.
3. Güneş’teki bu fırtınalar Dünya’daki fırtınalarla bağlantılı.
4. Dünya’nın manyetik yüzeyi, Güneş’ten gelen radyasyona karşı temel korunağımız, gittikçe küçülüyor. Kutup noktalarındaki koruma sıfırın altına düşmek üzere.
5. Rusyalı jeofizikçilere göre Güneş sistemi yıldızlararası bir enerji bulutuna girdi, Dünya’yı bekleyen felaket 2010-2020 yılları arasında gerçekleşecek.
6. Berkeley’li fizikçilere göre de bir mega felaketin eşiğindeyiz. Aynı bilim adamları 65 milyon yıl önceki büyük çarpışmayı da keşfetmişlerdi.
7. Her 600 bin ila 700 bin yıl arasında faaliyete geçen Yellowstone süpervolkanı patlamaya hazırlanıyor.
8. Doğu felsefesinin önde gelen inanışları 2012’nin son olacağını kabul ediyorlar.
9. İncil’in bazı çevirilerinde de 2012’de Dünya’nın yok olacağı ileri sürülüyor.

Astrobiyolog Dr. DAVİD MORRİSON:

2012 senaryoları evrenin en büyük asparagasıdır.


NASA Astronomical Society of Pacific Derneği bülteninden alıntıdır: ŞÜPHE yok ki eski uygarlıkların hazırladığı takvimler tarihçiler için çok ilginç araştırma alanlarıdır. Ancak bunların başlangıç ya da bitiş tarihlerini Dünya’nın doğma ya da yok olmasıyla ilişkilendirmek anlamsız. Benim masa takvimim de 2009 sonunda bitiyor ama kalkıp bunu ‘Dünya 2009 sonunda yok olacak’ şeklinde yorumlamıyorum. Daha da önemlisi, eski veya yeni, hiçbir takvim gelecekte belirli bir tarihte gezegenimize bir şeyler olacağını bize söyleyemez. Her 400.000 yılda bir yerkürede manyetik kutuplaşma olabiliyor ama bu hem dönüş istikametini değiştirmez hem de bir dahaki sefere en az birkaç bin yıl var. Üstelik yerküreyi imha özelliği de yok. 2012 filmi üstünden yaratılan kozmofobi bugüne kadar ki en büyük evren asparagaslarından. Ve bu fobinin etkisi maalesef uzun ömürlü olacak.


Kaynak: www.haberturk.com/haber.asp?id=185601&cat=160&dt=2009/11/11
 

Kişisel